Tetanoz adı
çok duyulmakla birlikte, hakkında çok bilgi sahibi olmadığımız bir hastalıktır.
Bunun nedenine yazının ilerleyen bölümlerinde değineceğim.
Tetanoz yaralanma
sonrası ciltten tetanoz mikrobunun ya da toksinini bulaşması ile 2-60 gün içinde
yutma güçlüğü, dış uyaranla artan ağrılı kasılmalarla giden %15-50 ölümcül olan
bir hastalıktır. Ne yazık bu hastalık yenidoğanlarda çok ağır seyretmekte ve ölümcüllük
oranı en iyi merkezlerde bile %80-90’lara çıkmaktadır.
Yenidoğan
döneminde en sık bulaşma yolu uygun olmayan göbek bağı kesimi ve bağlanmasıdır.
Her yıl tüm Dünya’da 400.000 yenidoğanın
bu hastalık nedeniyle öldüğü tahmin edilmektedir. Gebelik sırasında anne adaylarına yaptığımız
kızamık aşısı, anneden kan yoluyla bebeğe geçen koruyucu maddeler sayesinde,
yenidoğanları bir nebze bu hastalıktan korumaktadır.
Yenidoğan dönemi
dışında en sık bulaşma yolu çivi, cam, bıçak gibi kesiler ve özelikle topraklı
yerlerde düşme sonucu oluşan açık yaralanmalardır. Halk arasında en sık paslı
çivi batması ile bulaş olduğu düşünülür. Ancak burada asıl sorun çivinin paslı
olması değildir. Paslı çivi dışarıda mikrobun veya toksinini yerleşme olasılığı
daha fazla olacak kadar kalmış olabileceğinin göstergesidir. Yani çivi ya da
batan her ne ise paslı olmasa bile mikrop barındırıyor olabilir.
Tetanozun tüm
Dünya’da görülme oranı 100.000 kişide 18 iken, etkin aşılama programı sayesinde
bu oran Türkiye’de 100.000 kişide sadece 0,02’dir. İşte tam da bu yüzden
yazının başında belirttiğim gibi tetanoz hastalığının nasıl bir hastalık olduğu
halk arasında çok da iyi bilinmemektedir. Anne adaylarına uygulanan tetanoz
aşısı sayesinde ülkemizde 2009’dan beri yenidoğan bebeklerde tetanoz
görülmemektedir, ki büyük bir başarıdır.
Ülkemizde Sağlık
Bakanlığı Rutin Aşı Programı’nda tüm çocuklara 2-4-6 ve 18. Aylarda ve
ilköğretim 1. sınıfta karma aşı içinde ayrıca 8. sınıfta tek doz olacak şekilde
tetanoz aşısı uygulanmaktadır.
Bu kadar aşı
yapıldığına göre hangi durumlarda tekrar aşılama yaptırmalıyız? Önceki aşılar
bizi ne kadar korur?
1.
Aşılar
tam değilse veya tam olup olmadığı bilinmiyorsa;
2.
Yara
temizse ve son aşı üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçmişse;
3.
Yara
kirliyse ve son aş üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmişse;
MUTLAKA
TEKRAR AŞI YAPILMASI GEREKİR.
Sağlıklı
kalın..
bursa çocuk doktoru, çocuk doktoru, serhat özdemir