Yenidoğan sarılığı, bütün
yenidoğan bebeklerde görülebilen, mikrobik / bulaşıcı olmayan, cilt ve gözün
beyaz kısmında sararma ile kendini gösteren bir hastalıktır. Vücut içinde
normal zamanda çeşitli süreçlerde oluşan bilirübin maddesinin, idrar ve kaka
yoluyla yeterince atılamaması nedeniyle
vücutta birikmesi sonucu oluşur. Altta yatan çeşitli kan hastalıkları,
anne-bebek kan grubu uyumsuzlukları, enfeksiyonlar, tiroid hastalıkları,
çeşitli metabolik hastalıklar olabileceği gibi, hasta bebeklerin çoğunda bu
nedenlerin hiçbirisi yoktur. Bebeklerin karaciğeri biraz yavaş çalıştığı için
kandan bilirübin maddesinin temizleyemez ve kanda birikmeye başlar.
Bilirübinin ciltte birikmesi ile
cilt sarı kırmızı bir renk alır. Zaten hastalığın ilk fark edilmesi genellikle
ebeveynler tarafından bu sarılığın gözlenmesi ile olur. Bu sararmayı en iyi
cilde baş parmağınızla 2-3 saniye bastırıp bırakarak gözleyebilirsiniz. Ciltte
gözlenen sararma, sarılığın derecesi ile ilgili bir fikir verir. Kanda
bilirübin düzeyi arttıkça ciltte sararma baştan ayağa doğru artmaya başlar.
Ancak bunu profesyonel olmayan bir gözün ayırt etmesi oldukça zor ve sonuçları
itibariyle risklidir. Bu nedenle eğer çocuğunuzda bir sararma hissederseniz
mutlaka doktorunuza başvurun. Doktorunuz gerekli görürse tetkik isteyecektir.
Yapılan tetkikte bilirübin
düzeyi, bebeğin günü, saati, doğum haftası ve risk faktörleri göz önüne
alınarak değerlendirilir. Eğer sonuç fototerapi sınırının altındaysa Fizyolojik
Yenidoğan Sarılığı olarak değerlendirilir. Bu durumda herhangi bir tedavi
vermeye gerek yoktur. Sadece beslenmenin desteklenmesi yeterli olur. Sonuç
fototerapi sınırının üzerindeyse, belli frekans aralığına sahip özel florasan
lambalı (evde kullandığınız florasan lamba ile hiçbir ilişkisi yok) bir yatakta
ışık tedavisi verilir. Fototerapinin bebeğe önemli bir yan etkisi yoktur.
Ciltte kızarıklık, kakada kıvam renk değişiklikleri görülebilir. Işık altında
gözlerin zarar görmemesi için gözler kapatılır. Yeni nesil cihazlarla genellikle
bir günlük tedavi bilirübin düzeyini uygun miktarda azaltır. Eğer sonuç kan
değişim sınırının üzerindeyse bebeğin hastalıktan zarar görmemesi için nadir de
olsa kan değişimi uygulamak gerekebilir.
Şimdi hastalarımdan sıklıkla
duyduğum sorularla devam edelim:
Fototerapi bebeğime zarar verir mi?
Fototerapinin bebeğe önemli bir
yan etkisi yoktur. Ciltte kızarıklık, kakada kıvam renk değişiklikleri
görülebilir. Işık altında gözlerin zarar görmemesi için gözler kapatılır. Yeni
nesil cihazlarla genellikle bir günlük tedavi bilirübin düzeyini uygun miktarda
azaltır.
Tedavi için yarın sabahı beklesek?
Bilirübin ciltte biriktiği gibi
bütün dokularda birikir. Bunlar arasında en önemli olanı ise beyin dokusudur.
Beynin belli bölgelerinde biriken bilirübin, zeka geriliği, motor fonksiyon
kaybı, işitme kaybı ve görme kaybı ile sonuçlanan kernikterus denen, tedavisi
mümkün olmayan bir tabloya neden olabilir. Bu nedenle tanı konulan en erken
zaman tedaviye başlanmalı.
Fototerapiden sonra sarılık tekrar artar mı?
Evet. Genellikle fototerapi
sonrası bilirübin düzeyi bir miktar artar. Bu nedenle doktorunuz sizi taburcu
ederken bu durumu göz önünde bulunduracak ve bilirübin düzeyinin yeterince
düşmesini bekleyecektir. Nadir de olsa bu artış istenen düzeyden fazla olabilir
ve ikinci bir kez daha fototerapi gerekebilir. Bu durumda altta yatan başka
hastalıklar açısından tetkik
gerekebilir.
Anne Sütü Sarılığı varmış. Kesince düzeliyormuş. Anne sütünü bir süre
kesmeli miyim?
Böyle bir sarılık nedeni var.
Ancak yenidoğan bir bebek için anne sütü neredeyse vazgeçilmezdir. Diğer bütün
altta yatan nedenler dışlandıktan, fototerapi belki birkaç kez tekrarlandıktan
sonra hala sarılık devam ediyorsa Anne Sütü Sarılığı düşünülüp kısa süreli emzirmeyi
kesme denenebilir. Ancak bu duruma doktorunuzun karar vermesi daha uygun olur.
Sağlıklı kalın...
bursa çocuk doktoru, çocuk doktoru, serhat özdemir