KIZAMIK


Solunum yolu ile bulaşan, çok yaygın bir virüs hastalığıdır.

Belirtinin görülmediği, 1-3 haftalık kuluçka döneminin ardından, 2-4 gün süren ateş , öksürük, burun akıntısı ve gözlerde kızarıklık gibi diğer enfeksiyonlardan ayırt edilemeyen belirtiler ile başlar. Bunu 1 hafta kadar süren tüm vücutta yaygın kızarıklık şeklinde döküntü, yüksek ateş, gözlerde ve boğazda yaygın kızarıklık ve lenf bezlerinde şişme ile giden tipik bulgular izler. Döküntünün başlamasından 2 gün sonra iyileşme başlar.

kizamik
PEKİ SORUN NEDİR BU HASTALIKTA?

Kızamık hastalığına yakalanan hastaların %30’unda ek sorunlar meydana gelmektedir.

Bunlar arasında zatürre (ki  çocuklarda kızamığa bağlı ölümlerin en sık sebebidir), ishal, orta kulak iltihabı, körlük ve ölüm (%3-6) en sık görülen komplikasyonlardır.

 Bunlardan daha az oranda hastalık sonrası beyin tutulumu (-ensefalit- binde 1 oranında),  ve yıllar süren ve her zaman ölümle sonuçlanan beyin tutulumu (-SSPE- yüz binde 1 oranında) görülmektedir.

TEDAVİ

Hastalığa özgü bir tedavi yöntemi bulunmaktadır. A vitamini eksikliği bu hastalıkta diğer sorunları arttırabildiği için A vitamini desteği, ateş düşürücüler kullanılabilen ilaçlardır.

Hastalık durumunda çocuk okula gönderilmemeli, bulunduğu ortan iyi havalandırılmalı, temiz tutulmalı, beslenme ve sıvı alımına dikkat edilmelidir.

İlgili Diğer Yazılar

KORUNMA / AŞILAMA

Virüsün bulaşıcılığı, hastalığı tanımamızı sağlayan döküntülerin başlamasından yaklaşık 1 hafta kadar önce başlar ve döküntü sonrası 1 hafta devam eder. Virüsün bulaşanların %90’ında hastalık meydana gelir. Bu nedenle korunmanın en etkili yolu aşı uygulamasıdır.

Ülkemizde kızamık aşısı Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak 1 yaşında ve ilkokul 1. sınıfta olmak üzere iki doz olarak uygulanmaktadır. Türkiye’de rutin kızamık aşısı uygulaması 1970 yılında başlamıştır. Bu tarihten önce her yıl yaklaşık 70.000 kızamık hastası görülmekte ve bunların 500 kadarı ölüm ile sonuçlanmaktaydı (1969 yılında Türkiye nüfusunun 34 milyon olduğunu göz önünde bulundurursak bugün için bu rakamları ikiyle çarpmak uygun olacaktır). Rutin aşılama  programı sayesinde geldiğimiz noktada yıllık hasta sayısı artık 10’un altındadır. Ve artık ülkemizde kızamık hastalığına bağlı ölüm görülmemektedir. Son dönemde aşı karşıtlığının artması, mülteci sorunu ve bunlara bağlı kızamık hastalığındaki artış ayrıca değerlendirilmelidir.

Dünya’da aşının yaygınlaşma öncesi ölüm sayısı her yıl 2.500.000 iken bu sayı bugün 100.000-150.000’e gerilemiştir. Aşının yaygınlaştırılması ile aynı çiçek hastalığı gibi kızamık hastalığının da yeryüzünden silinmesi mutlaka gerçekleşecek hedefimizdir.

PEKİ YA AŞI VE OTİZM İLİŞKİSİ?

1998 yılında İngiltere’de 12 çocuk ile yapılan bir çalışmada aş ve otizm ilişkili olabileceği söylenmişti. Ancak sonradan anlaşıldı ki o çalışmayı yapan kişi aşı karşıtı derneklerden yüz binlerce dolar bağış almış, bunun sonucunda laboratuvar sonuçlarını değiştirmiş. Ayrıca çalışmadaki 12 çocuktan 5 tanesi aşı karşıtı bir derneğin avukatının müşterilerinin çocuklarıydı. Bunun üzerine çalışma yayından çekildi ve yazarın doktorluk ünvanı elinden alındı.

Tabi bir delinin kuyuya taş atması misali ardından birçok çalışma ile aşı otizm ilişkisi incelendi. En son 500.000 çocukla (12 çocuğa karşın) yapılan bir çalışmada aşının otizme yol açmadığı KESİN OLARAK saptandı.


Kızamıksız kalın...
Sağlıklı kalın.
bursa çocuk doktoru, çocuk doktoru, serhat özdemir