ANTİBİYOTİKLER HAKKINDA

Son yıllarda yazılı ve sözlü medyada antibiyotik kullanımı ile ilgili çok fazla şey yazılıp söyleniyor. Haliyle doğru ve yanlış bilgiler akıl karışıklığı yaratmakta ve antibiyotik kullanımı olduğundan daha büyük bir sorun haline gelmektedir. Bu nedenle antibiyotik kullanımı ilgili bir yazı yazmak istedim. Dilerseniz bundan sonrasına soru cevap şeklinde devam edelim.

antibiyotik
ANTİBİYOTİKLER NELERDİR?

Önce antibiyotiklerin ne olduğundan başlayalım: antibiyotikler, bakteri, virüs, mantar ve parazit gibi çok çeşitli hastalık etkenleri arasından sadece bakterilere karşı etkili olan ilaçlardır. İlk olarak 1928 yılında penisilinin bulunmasıyla tanıştığımız antibiyotiklerin sayısı günümüze kadar giderek artmıştır. Ancak son 20 yılda yeni bulunan antibiyotiklerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Bunun önemine daha sonra tekrar değineceğim.


NE ZAMAN KULLANILIR?

Az önce dediğim gibi antibiyotikler sadece bakteri enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Bunun ayırımını mutlaka doktorunuz yapmalı. Her ateşli durumda antibiyotikler kullanılmaz. Sanıldığının aksine antibiyotiklerin ateş düşürücü etkisi yoktur zaten. Aynı şekilde soğuk algınlığı, grip ve benzeri hastalıklarda da etken genellikle virüsler olduğu için antibiyotikler etkisizdir, kullanılmazlar.

NE KADAR KULLANILIR?

Antibiyotikler mutlaka doktorunuzun önerdiği dozda ve önerdiği gün kadar kullanılmalıdır. Kullanmaya başladıktan yaklaşık üç gün sonra antibiyotikler etkili olmaya başlar ve ateş düşer. Bu dönemden sonra fazla ilacın zarar vermemesi için ilacın dozunu azaltmak veya tedaviyi erken bırakmak çok sık yapılan bir hatadır. Ancak bu durumda mikroplar daha fazla direnç kazanıp tekrar karşımıza çıkarlar.

ANTİBİYOTİK DİRENCİ NEDİR?

Uygun olmayan hastalıkta, uygun olmayan antibiyotiğin, uygun olamayan dozda ve sürede kullanımı sonucu vücudumuzda bulunan diğer hastalık yapıcı ve kolu bacağı kırılan ancak henüz yok edilememiş mikropların antibiyotiklerin etki edemeyecek şekilde kendilerini değiştirmelerine antibiyotik direnci denir. Bu durumda normalde kullandığımız antibiyotikler artık etkili olamaz. Hastalıkların tedavisinde giderek daha yüksek dozlarda antibiyotik veya daha güçlü başka antibiyotikler kullanmamız gerekir. Yazımın başında belirttiğim gibi son 20 yılda yeni antibiyotiklerin bulunamaması bunu büyük bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkarmaktadır. Her iki durumda da tedavi edilemeyen enfeksiyonlar giderek artacak ve ilaca bağlı yan etkiler daha fazla karşımıza çıkacaktır.

YAN ETKİLERİ NELERDİR?

Karaciğer, böbrek üzerine yan etkiler, diş gelişim bozuklukları ve ishal gibi yan etkileri bir çok yerde okumuşsunuzdur. Uzun zamandır bilinen bu yan etkilerin üzerinde durmayacağım. Bunlara ek olarak son yıllarda saptanan ve antibiyotiklerin asıl yan etkisi oluşturan durum ise yaptığı flora bozukluğudur.
Sıradaki sorunuzu duyar gibiyim: Flora nedir?

Vücudumuzda adını sanını sayısını bilmediğimiz birçok mikrop barındırıyoruz. Bu mikropların hepsi birden bizim floramızı (mikrobiota daha yeni ve uygun adlandırmadır) oluşturur. Bunların çoğunluğu bize zarar vermeyen, aksine bağışıklık sistemimizde, besinlerin sindiriminde, hormonal ve sinir sistemlerimizin desteklenmesinde çok önemli rol oynamaktadır. Enfeksiyonlar için kullandığımız antibiyotikler ne yazık ki sadece hastalık yapan mikropları değil, floramızı oluşturan diğer faydalı mikroplarımızı da öldürür. Bunun ilk işaretini ishal olarak görürüz. Ancak artık çok uzun yıllara varan şekilde romatizmal, alerjik hastalıkları ve tekrarlayan enfeksiyonları arttırabildiğini biliyoruz.

ANTİBİYOTİK KULLANMASAK DAHA MI İYİ PEKİ?:

Enfeksiyon hastalıkları ile mücadelede elimizdeki en önemli silahlar antibiyotiklerdir. Örneğin bakteriyel bir bademcik enfeksiyonuna antibiyotik kullanmazsak kalp romatizması riskini göze almış oluruz. Aynı şekilde idrar yolu enfeksiyonunda antibiyotik kullanmazsak hastalık böbrekleri etkileyebilir ve diyalize mahkum kalabiliriz. Bütün bu riskleri ve antibiyotik yan etkilerini göz önüne aldığımızda uygun hastalıkta, uygun antibiyotiği, uygun doz ve zamanda kullanmak bizim için hayati öneme sahiptir. Bu kararı mutlaka doktorunuz vermelidir.


Sağlıklı kalın...
bursa çocuk doktoru, çocuk doktoru, serhat özdemir